Uykuda dalınan rüya aleminin tanımı, milyonlarca insanın merak ettiği konular arasında yer almaktadır. Rüyanın ne olduğu ve rüyada görülenlerin ne anlama geldiği her zaman merak konusu olmuştur. İnsanlık tarihi boyunca araştırma konularından biri olan rüya ve uyku alemi hakkında pek çok görüş ve bilgi açığa çıkarılmıştır. Genel tanımıyla bakıldığında rüya bir kişinin uyuduğunda, uykusunda REM evresi denilen hızlı göz hareketleri evresi ile bağlantılı hem görsel hem de işitsel olarak algıladığı duyular bütünüdür.

Bu karmaşık tanımı biraz daha sadeleştirecek olursak, rüyanın tanımı, özellikle uyku esnasında gerçekleşen ruhun bedenden ayrıldığı sırada yaşanan ve kişinin idrak ettiği olaylar bütünüdür. Her insan her ne kadar “Ben rüya görmüyorum” ya da “Ben rüya gördüğümü hatırlamıyorum” dese de mutlaka rüya görür. Ancak bazı kişilerin birtakım sebeplerden dolayı daha sık rüya gördüğü bilinmektedir. Herkes istediği rüyayı görememektedir. Rüyalarda yaşanan olaylar, tahmin edemeyeceğiniz kadar hızlı gerçekleşir. Her ne kadar çok kısa bir süre içinde gerçekleşse de rüyada yaşananlar insanlara belki de bir ömürden fazla sürmüş gibi gelebilir.

Neden Rüya Görüyoruz?

Rüya görme sebepleri üzerinde günümüzde pek çok araştırmanın yapıldığı bilinmektedir. Geçmişten bugüne yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen son bilgilere göre rüya, uyku sırasında beyindeki etkinliklerin bir yan ürünü olarak yorumlamaktadır. Dolayısıyla uykunun derin aşamasında olan bir kişi, her ne kadar hareketsiz bir şekilde sadece nefes alıp verse de esasında beyni çok hızlı bir şekilde çalışmaya devam etmektedir. İşte bu tür durumlarda beyinde gerçekleşen elektrik sinyal alışverişlerinin bir ürünü olarak rüyalar meydana gelmektedir.

Bazı araştırmacılara göre ise rüyalar, kişilerin bilinçaltının geri planda kalmış yönleri ile ilgili özel bir durum olarak yorumlanmaktadır. Dolayısıyla bilinç dışının uçsuz bucaksız okyanusunda yaşanan dalgalanmalar, insanların uykusundayken rüya ve uyku alemi içine dalmasına, bir tür imgeler görmesine görmesine vesile olmaktadır. İnsan psikolojisi ve rüyalar üzerine yaptığı çok derin ve kapsamlı araştırmalar ile ünlenen bilim insanı Sigmund Freud, rüyaların bir amacının olduğunu iddia etmektedir. Milyonlarca insanın uykularında sürekli gördükleri rüyalar esasında bir amaca hizmet etmektedir.  İnsanların ortalama 70 yıllık ömürlerinin 23 yılının uykuda geçtiği, yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Bununla birlikte 23 yıllık süre boyunca uykuda olan insanlar, rüyalarında yaşamlarına dair çok detaylı bilgiler ve gizli sırlar ele geçirebilmektedir.

Rüya ve Uyku Aleminin Amacı Nedir?

Rüya ve uyku alemlerinin gayeleri yüzyıllar boyunca insanların en çok merak ettiği gizmeler arasında yer almaktadır. Freud’un rüya üzerine çalışmalarında insanların bilinçaltına attıkları tüm duygu ve düşüncelerin rüyalar aracılığıyla insanlara tekrar hatırlatıldığı veya karşılarına çıkarıldığı görülmektedir. Rüyada geçen öğelerin pek çok kısmı, insanların gerçek hayatlarında bastırdığı istek ve arzularının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple rüyada görülen sembollerin her birinin birbirinden farklı anlamlara geldiğini söylemek mümkün olmaktadır. Bu sebeple de rüya yorumları ve uyku alemine dair soruların ardı arkası kesilmemektedir.

Yapılan araştırmaların neticesinde, gün içinde çok yorulmayan insanların gece uyku esnasında 4 ila 7 rüya gördüğü kayıtlara geçmiştir. Dolayısıyla yoğun fiziksel efor harcamayan işlerde çalışan, bunun yanı sıra zihnen de aşırı yorulmayan kişiler bir gecede 7 farklı rüya görebilir. Fakat bu rüyaların çok az bir kısmı insanlar tarafından hatırlanmaktadır. Rüya ve uyku alemi içinde yaşanan olayların hatırlanmasında öne çıkan sebeplerin başında, görülen rüyadaki etkileyici ve çok gerçekçi hissedilen sahne ya da olaylar gelmektedir.